Organik tarımı
diğer tarım sistemlerinden farklı kılan esas, atık ürünlerdeki toprak besin
elementlerinin yenilenebilir kaynaklar ve geri dönüşüm sistemi uyarınca toprağa
geri verilmesidir.
Organik tarım ekolojik sistemin, zararlılar ve
hastalıklarla kendine özgü yöntemlerle mücadele etmesi esasına dayanır. Bu
mücadele sırasında sentetik pestisitlerin, herbisitlerin, kimyasal gübrelerin,
büyüme hormonlarının, antibiyotiklerin ve modifiye edilmiş genlerin kullanımı
tamamen yasaklanmıştır. Organik çiftçiler, ekolojik sistemin korunması ve
kirliliğin azaltılmasını benimsemek ve buna uygun davranmak durumundadırlar.
Bugün organik tarımı sadece kendi başına bir
tarım teknolojisi olarak ele almak doğru değildir. Organik tarım bugün bir
metot olmakla birlikte aynı zamanda bir felsefi düşünce veya bir yaşam tarzı
olarak da ele alınmalıdır. Aksi taktirde, özellikle ülkemizde organik tarım
yöntemi yeterince desteklenmediğinden tüketici kendi avantajlarını kısa süre
içinde göremeyecek, üretimin azalması ve tüketicinin yükselen fiyatları kabul
etmemesi sonucu organik tarımın ülkemizdeki uygulama süreci daha da
uzayacaktır. Ancak, bu alternatif üretim şeklinin kurallar çerçevesinde
eksiksiz uygulanması halinde; tüm insanlığın ve gelecek nesillerin sağlığının
ve toprak, su kalitesinin korunması, erozyonun önlenmesi, iklimsel
anormalliklerin azalması, toprakların bünyesindeki canlı ve organik madde
kapsamlarının artması, hastalık yapıcı organizmaların ve zararlıların ilaçlara
karşı bağışıklık kazanmalarının önlenmesi; işletmenin gübre, ilaç girdilerinin
azalması, ilaç ve diğer kimyasalları kullanan insanların sağlıklarının
korunması ve enerji tasarrufu sağlanması mümkün olacaktır. Pahalı ve kısa tarım
yerine, ucuz ve uzun vadeli tarım yapılacak; ancak üreticinin gelirinin artması
ve elbette insanların daha sağlıklı ürünlerle beslenmesi gibi birçok önemli
avantaj sağlanmış olacaktır.
Hafta İçi : 08:30 - 18:00 Cumartesi : 08:30 - 14:00